Tüm dinlerde peygamber mucizeleri dilden dile dolaşmaktadır. Peygamber kıssalarının içerisinde bulunan mucizelerle kıssaların akılda kalıcılıkları artmıştır. Ayrıca peygamberlere olan inancın ve saygının artmasını sağlamıştır. Gelin, seçmiş olduğum beş peygamberin mucizelerine birlikte göz atalım.
Hz.Musa
Allah tarafından Hz.Musa’ya verilen en büyük mucize asasının çeşitli özellikleri olması. Hz.Musa’ya Tur dağında peygamberlik veriliyor. Hz.Musa, Allah’ın emri ile tebliğ yapmak üzere Mısır hükümdarı Firavun’un yanına gidiyor ancak Firavun ona karşı çıkarak çeşitli iftiralarda bulunuyor. Hz.Musa, Firavun’un reddine kararlılıkla karşı çıkıyor ve tebliğine devam ederek ona Allah’ın verdiği ilk mucizeyi gösteriyor. Hz.Musa, elindeki asasını yere bırakınca bir de ne görsünler! Asa düpedüz bir yılan oluvermiş!
Hz.Musa’nın, Firavun ve çevresindekilere gösterdiği bir başka mucize ise elini koynuna sokarak bembeyaz çıkarması. Firavun ve çevresindekiler bu iki mucizeye rağmen inkar etmekte ısrarcı oluyor ve dini kabul etmiyorlar.
Hz.Musa tüm İsrailoğulları ile belirli bir zaman için sözleşiyor ve bir gece vakti onları Mısır’dan çıkarıyor. Ancak Firavun ve askerleri peşlerine düşüyor. Süveyş denizi kenarına kadar yolcuklarını devam ettiren İsrailoğulları, onların görülecek mesafeye gelmeleri üzerine ümitsizliğe kapılıyor, yakalanacaklarını sanıyorlar. Hz.Musa, örnek bir tavır ile ümitsizliğe kapılmamaları gerektiğini, Allah’ın kendisiyle ve insanlarla birlikte olduğunu ve bir çıkış yolu göstereceğini hatırlatıyor. Musa, asası ile denize vurunca deniz yarılıyor, on iki yol açılıyor. On iki kabilenin her biri bir yoldan geçiyor. İsrailoğulları o yollardan geçip kurtulduktan sonra deniz tekrar kapanıyor ve Firavun ile askerleri boğuluyor.
Hz.Süleyman
Davud peygamberin oğludur. On iki yaşında iken babasının yerine tahta geçiyor. Hem padişah hem peygamberdir. Allah tarafından kendisine birçok mucize veriliyor. Bu mucizelerden halk tarafından dillere pelesenk olanı muhakkak Hz.Süleyman’ın yüzüğüdür. Bu yüzüğün göğün ve yerin birleşimini işaret ettiğine inanılır. Üzerinde İsm-i Azam yazılı olan bir yüzüktür. Bu yüzük sayesinde kuşlarla, hayvanlarla konuşup onların dilinden anlıyor, hayvanlar ona boyun eğiyor. Hz.Süleyman, cinlere ve rüzgara emretme mucizesine de sahiptir. Süleyman, bu yüzüğü yalnızca abdesthaneye girerken çıkarır ve vezirine veya karısına emanet edermiş. Yine bir gün abdesthaneye girerken yüzüğünü karısına emanet etmiş. Ve Süleyman’ın kılığına bürünen bir cin, karısından yüzüğü çalmış. Biraz sonra gelip yüzüğünü isteyen Süleyman’a inanmamışlar, onu sahtekarlıkla şuçlamışlar ve saraydan attırmışlar. Böylece Süleyman sahip olduğu her şeyi kaybetmiş. Yüzüğü alan sahtekar ise çoktan Hz.Süleyman’ın yerine geçmiş ve icraata başlamıştır. Bu arada Hz.Süleyman bir sahil kasabasına yerleşmiştir. Yüzüğü alan, dev yüzük Süleyman’ın eline bir daha geçmesin diye onu denize atmıştır. Süleyman sahil kasabasında bir balıkçının tuttuğu balıkları taşımasına yardım edince balıkçı da bu iyiliğine karşılık ona para yerine irice bir balık vermiştir. Süleyman balığı yemek için karnını yarınca içinde kendi yüzüğü olduğunu görmüş. Denize atılan yüzük, Allah’ın izni ile balığın karnına girip sahibine geri gelmiş. Halk arasında yaygın olarak bilinen:
‘’Mühür kimdeyse Süleyman odur.’’ atasözü buradan gelmektedir.
Hz.İsa
Hz.İsa, bir mucize olarak Meryem’den babasız olarak doğmuştur. İsa, Cebrail’in Meryem’e üflediği ruh olarak bilinmektedir. Bu nedenle, İsa neye dokunursa ona verir ve ölüleri diriltebilir. Hz.İsa’nın bebekken konuşabilmesi, su üstünde yürüyebilmesi, körlerin gözünün açılmasını sağlaması, çamurdan kuşlar yapıp onlara can vererek uçmalarını sağlaması gibi mucizeleri vardır. 30 yaşında peygamberlik verilen Hz.İsa, halkı üç yıl boyunca dine davet etse de sadece on iki kişi kendisine inanmıştır. Yahudiler onu öldürmek isteyince ona iman edenler yardıma koşmuş, İsa peygamberi bir eve gizlemişler. Yahudiler İsa’yı bulup bir tepeye çıkarmışlar ve onu çarmıha germek istemişler. Ancak İsrailoğullarının gözüne onun yakalanmasına neden olan kişi İsa suretinde görünmüş ve İsa’nın yerine onu çarmıha gererek öldürmüşlerdir. Hz.İsa melekler tarafından göğün dördüncü katına kaldırılmış ve İsa’ya kıyamete kadar ömür verilmiştir. Hz.İsa ahir zamanda Şam’a inecek ve insanları İslam dinine davet edecektir. Kıyamet alametlerinden biri de budur.
Hz.Eyyub
Eyyub, Allah’tan korkan, kötülükten sakınan, doğru kişi olarak takdim edilirdi.
Hz.Eyyub’ün çok zengin olduğu, Şam taraflarında birçok emlak sahibi olduğu, Rahme adında bir hanımı, yedi oğlu ve üç kızı olduğu bilinmektedir. Allah, Hz. Eyyub’ü imtihan etmek istedi. Öncelikle malı mülkü elinden alındı. O şükretti. Daha sonra evlatları ile sınanmaya başladı ve evlatları birer birer öldü. O sabretti. Daha sonra kendi ile imtihanı başladı. Hastalandı, vücudunda çeşitli yaralar açıldı ve bu yaralar zamanla kurtlandı. O yine sabretti. Eyyub, sabrı ile imtihan oluyordu. Bu sırada karısı Rahme ona hizmet ediyor ve ibadetini yaptırıyordu. Sonra Allah’ın emri ile Hz.Eyyub ayağını yere vurmuş ve biri sıcak biri soğuk iki pınar fışkırmaya başlamıştır. Fışkıran sıcak su ile yıkanınca bedenindeki; soğuk sudan içince, içindeki hastalıklarından kurtulmuştur. Böylece sabır imtihanını kazanmıştır. Allah ona yeniden mal-mülk ve evlat vermiş ve sağlığına kavuşturmuştur..
Allah insanlara sabır örneği olsun diye Eyyub peygamberi yaşatmıştır. Ve başımıza ne gelirse gelsin sabredip şükrettiğimiz sürece kazananın bizler olacağını Eyyub peygamber üzerinden göstermiştir. ‘’Eyyub Sabrı’’ dillere mesel olmuştur.
Hz.Muhammed
-Mucizelerin en büyüğü “Kur’an-ı Kerim’’
Şüphesiz Kur’an-ı Kerim bütün zamanlara ve Hz.Muhammed’e hitab eden en büyük ve ebedi bir mucizedir. Diğer kutsal kitaplar bir kavme indirilmişken Kur’an-ı Kerim tüm insanlık için indirilmiştir. Geçmişte ve gelecekte olacak nice gizli şeyleri haber vermektedir. Bütün ilimler,tecrübe ile bulunamayacak güzel şeyler,insanlara üstünlük sağlayan meziyetler,dünya ve ahiret saadetine kavuşturacak iyilikler,güzel ahlak,varlıkların başlangıcı ve sonu hakkında bilgiler,insanlara faydalı ve zararlı olan şeylerin hepsi Kur’an-ı Kerim’de açıkça veya dolaylı olarak bildirilmiştir.Bugüne kadar gelen bütün şairler, edebiyatçılar, Kur’an-ı Kerim’in manasında ve nazmında aciz ve hayran kalmışlardır. Bir kelimesi çıkarıldığı takdirde veya bir kelime eklendiğinde manasındaki güzellik bozulmaktadır.
-Ayın ikiye yarılması
Kureyş kavminin ileri gelenleri toplanıp ve Peygamberimizden bir mucize istemeye karar verdiler. Kureyş, Peygamberimizden mucize istedi. Peygamberimiz de mübarek elini gök yüzündeki Ay’a doğrulttu ve bir işaretiyle ay ikiye bölündü. Kureyş kavminden birisi ‘’Muhammed bize büyü yaparak Ay’ı ikiye bölmüş olmalı, durumu gelen kervan ve kafilelere soralım’’dedi. Gelen kervanlardan da hepsi ayın ikiye bölündüğünü gördüklerini söylemelerine rağmen müşrikler: ’’Muhammed’in sihri semaya da tesir etti’’ diyerek, inkar etmeye devam etmişlerdir.
Comments