top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıFirdevs Demirel

Dünyanın İlk Tasarım Bebekleri Hakkında Her Şey



Gelecek evreni nasıl hayal ediyoruz? Bilim kurgu filmlerindeki gibi aklımızda kalan birkaç sahneyle mi? Robotlar ve uçan makineler… Peki ya insanlar? Evren şüphesiz ki değişip dönüşüyor. Evren değişirken insanlık nasıl değişiyor? Size artık insanların da makineler gibi geliştiklerini, adeta var olan bir telefonun üst modelinin çıktığı gibi insanları da tasarladıklarını söylesem? Evet artık anne karnında bebeklerin tasarlandıklarını, ebeveynin istediği özelliklerin bebeğe aktarılması günümüz teknoloji dünyasında var olan bir gerçek. DNA’nın keşfiyle ve gelişen teknolojik aletlerle bilim, DNA'nın nasıl işlediğini keşfetti. Daha sonra DNA ya müdahale etmek için araştırmalar ve çalışmalar başladı. Bu olaylarla yakından ilgilenen iki ülke ABD ve Çin’dir. DNA müdahalesinde ise gen düzenlenme adı verilen teknikler ortaya çıktı. Fakat birçok bilim insanı henüz buna hazır olmadığımızı söyledi ve hatta 25 ülkede yasaklanan bir çalışma da olsa bu konuyla en çok ilgilenen ülke olan Çin’de bu olay gerçekleşti. Daha önceki gen tekniklerinde bir farenin daha kaslı olabileceğine tanıklık ettik. Ya da var olan hasta genlerin yerine yeni hücre ve genler uygulanıyor. Uygulanan hücre ve genler ya hastalığı iyileştiriyor ya da iyileştirmiyor. Fakat bunun da artık ilerisine gidildi. Kasım 2018 Çin bilim insanı He Jiankui, genetiği düzenlenmiş bebeklerin doğduğunu açıkladı. Nana ve Lulu. Bu bebeklere tasarlanmış desek de doktorlar bu durumu sadece gen iyileştirilmesi olarak adlandırıyor. Evet bakıldığı zaman bebekleri farklı kılan özellik, insanlarda AIDS virüsünün geçişine izin veren genin devre dışı bırakılmasıdır. Yani HIV+ geni taşıyan babalarının hastalığının bu ikiz kardeşe aktarılmamış olması. Günümüz toplumlarında artan estetik kaygılar ve insanın doğaya müdahalesine çok alışmış olsak bile bu gelişme dünya için çok yeni. Burada yapılan tedavi hastalık iyileştirme olarak adlandırılıyor. Yani doğan bu bebeklerin çocukları da artık bu hastalığı taşımayacak. En azından bunun biz sadece bu sonucundan haberdarız. Bu iyileştirmenin diğer sonuçlarının ne olacağı hakkında hiçbir bilgimiz yok. İşte tam olarak burada olan bu olay bilim dünyasında tartışmalara yol açıyor. Belki de sadece hastalık iyileştirilmedi, gen müdahalesi belki de daha ileriye gitti; düzenlenen sadece hastalık geni değildi, bu bebekler süper zeki de olabilir. İşte bu tartışmalar hala gündemde olsa da sonucunun ne olacağını yaşamadan görmek pek de mümkün olmayacak. Ama görünen şu ki bu tartışmalar son bulmadan yeni gen düzenlemelerin yapılacağını daha da ileriye gidilecek olmasını görmemiz çokta zor değil.

Peki bu imkanlara sahip olanlar ve olmayanlar olarak yine ayrılıyor insanlık. Çünkü bu işlemleri yaptıracak bir zengin kesim olacak ve bu imkanlardan belki de hiç haberi olamayacak fakir bir kesim. Birbirinden haberi olmayacak iki farklı toplum adeta. İlerleyen bu teknolojik gelişmeler ve araştırmalar bu olayın sadece burada kalacağını göstermiyor. İnsanın müdahale ettiği hiçbir şey öylece kalmadığı gibi bu da kalmayacak. İşte bunlar olduğunda toplumda diğerlerinden farklı olan yüksek bir kesimin geleceği bilim insanları tarafından öngörülüyor. Bilim insanları öncelikle bir bebeğin cinsiyetine karar verecek, sonra göz rengine, ten rengine, belkide yeteneklerine bile müdahale edilecek. Adeta tasarlanan robotlar gibi insanlıkta tasarlanacak. Ebeveynler bebeklerini istedikleri gibi dünyaya getirecekler. Evet bir şeyler gelişerek devam etsede DNA ve gen üzerine bilgiler hala tam olarak bilinmemekte. Bilim müthiş tedaviler ve değişimler yapsa da sonuçlarının da tahmin edemeyeceği bir şeylerin de olduğunu bize söylemekte. Yani bizi neyin beklediği tam olarak kesinleşmiş değil. Böyle bir devirde yaşamak nasıl olur? Sonuçlar bize neler getirir ve bizi nereye götürür bilmiyoruz. İzlediğimiz bilim kurgu filmlerinden çok da farksız olmayacak herhalde. Ama robotlar yerine robotlaşmış insanlar çoğalacak etrafımızda. Bizden daha güzel ve yakışıklı; daha zeki ve daha yetenekli insanlar tasarlanıp girecek hayatımıza. Belki de onlarla yarışmak zorunda kalacağımız nesiller yetiştiriyor olacağız bizler de…

Bilim insanları artık hangi genin ne işe yaradığını biliyor ve hatta değiştirebiliyor. Bunlar yeniden yazılıyor bile. Böyle bir dönem gelirken, değişecek özelliklerimizin olduğu kadar bizi biz yapan özelliklerimizinde hala bizimle olduğunu unutmamız gerekiyor. Tasarlanmış nesiller gelmeden önce hayatımızı henüz biz seçebiliyor iken, onu istediğimiz yönde tasarlamak gerekiyor.

170 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page