top of page
  • yasemintitiz24

Ensest Hakkında Bildiklerimiz ve Bilmediklerimiz

Dünya yaklaşık 4.54 milyar yıl yaşında. Geçen zaman diliminin büyüklüğüne bakarak hayretler içerisinde kalabilir, yaşanmış ve yaşanabilecek olayları düşündükçe işin içinden çıkılmaz bir duruma girdiğimizi düşünebilirsiniz.

Dünyamız ne kadar yaşlıysa, çocuklarımız o kadar küçük, biz o kadar cahiliz. Bugün size anlatmak istediğim şey çoğumuzun duyduğu, bildiği ama bu olayları bizim değil de başka bir insanın yaşadığını anımsayıp gergin bir rahatlama eşliğinde düşündüğümüz bir konu.

Konuların başlıkları farklı, insanların hikayeleri aynı. Birileri çocuk gelin der, birileri çocuk istismarı der, birileri ensest der. Evet insanlar sürekli bir şeyler der, ama bir şeyler yapar mı? Bu ’bir şeyler’ yavaş yavaş filizlenmeye başlamış gibi ama bizim isteğimiz, bu çirkin olaylarla yüz yüze gelmiş tüm insanları gölgesinde toplayacak kadar büyük bir ağaç yaratmak.


Ensest Yasağı Psikanalitik Kuramda Nasıl Açıklanır ?


Ensestin hukuki terimi, evlenmeleri törece ve yasaca yasaklamış olan, yakın kan bağı olanlar arasındaki cinsel ilişki olarak adlandırılıyor. Ensest yasağı, psikanaliz kuramı ve antropolojide toplumun ve kültürün oluşumunu sağlayan temel yasak ve yasa olarak değerlendirilir. Temel bastırma mekanizmasının kuruluşu, bu ilk yasağın sürecini izler ve bunun sonucunda "ilkel dürtüler"in yerini "kültürel semboller" alır. İlk olarak Totem ve Tabu’da Freud antropolojik bulgulardan yararlanarak söz konusu ensest yasağını inceler ve bunun toplumsal bağlamını ortaya koymaya çalışır. Lacan'a gelindiğinde ise toplumun ve bilincin kuruluşunun temel süreçleri açısından psikanaliz kuramının temel yasalarından biri olarak değerlendirilir. Baba’nın Yasası kendini Ensest yasağı olarak ortaya koyar. Ödipal evrede çocuk bu yasağı tanıyarak Baba'nın yasasına uyar. İmgesel olan bu süreç boyunca Simgesel olan tarafından bastırılır ve böylece çocuk, Kültürel Düzen’e girmiş olur. Ayna Evresi'nde annesiyle bütünleşmek arzusunda olan çocuk, bu yasanın tanınmasıyla toplumsal kültürel yaşama dahil olur, doğal güdülerini bastırarak kendi mevcudiyetinin farkına varır.

Bilinç-bilinçdışı bölünmesi de bu süreçlerin ürünü olduğu için, söz konusu yaklaşıma göre, insanın düşünen bir varlık olması da tamamen bu ensest yasağıyla ilintilidir. Bu yasağı benzer bir tarzda ancak başka bir düzlemde kullanılması da antropoloji alanında görülür.


ENSEST NEDİR ?


BM’ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu nedenle ensesti “sessiz sağlık acil durumu” olarak tanımlıyor. Dünyanın istisnasız her ülkesinde, her sosyal sınıfta görülen ve tabu sayılan ensest konusu, kolay kolay paylaşılmaması, gerek korku, gerek utanç nedenlerle saklanması, örtbas edilmek istenmesi nedeniyle hem kamuoyu araştırmacıları, hem akademik araştırmacılar tarafından çalışılması en zor alanlardan sayılıyor.


Türkiye’de Ensest Gerçeği


Sessiz ve Acil. Şimdi bu durumu Türkiye’de ele alalım. Öncelikle şu algıyı değiştirmek isterim. Ensest, sadece eğitim olarak geri kalmış olarak nitelendirdiğimiz insanların yapacağı bir şey değil. Yani bu işin doğusu ve batısı yok. İnsanın iyisi ve kötüsü var. İkinci konu da ensestin bir hastalık olup olmadığı. Bu konuda Büşra Sanay’ın, Kardeşini Doğurmak adlı kitabında Prof. Dr. Şevki Sözen ile yaptığı bir röportajı ele alalım. Sözen,’’ Hasta kavramı, konuyu şöyle tehlikeli bir noktaya getiriyor. Bir kişiye hasta dediğimiz andan itibaren yaptığı eylemi hastalık çatısı altında yaptığını söylemiş oluyorsunuz ve yasal anlamda ceza ehliyeti kavramı giriyor işin içine. O zaman kişiye yaptığı eylemden dolayı bir hak tanımış oluyorsunuz. ’Ben bu eylemi yaptım ama hastayım. Bir hastalıksa, o zaman bundan dolayı suçlanamam.’ Bu davranış, psikiyatrik davranışa göre parafili (cinsel sapkınlık) kavramı içinde ele alınıyor. Evet bu bir davranış bozukluğudur ama cezai ehliyetini engelleyecek nitelikte bir hastalıktan söz edilemez.’’


Peki Ne Yapılmalı ?


Ensesti anlamak gerek, ensesti anlatmak gerek. Çocuğu her türlü istismara karşı koruyabilmek için özel bölgeleri birebir öğretmek gerek. Vücudunun özel olduğunu ve ancak kendi izin verirse birinin dokunabileceğini bilmesi, bağıra bağıra hayır demeyi bilmesi gerek. En çok da ailesinin her zaman yanında olacağını hissettirmeniz gerek. Ensest konusunda bilgilendirme yapmak çok kolay değil. Yaşça küçük olan çocuklara babanın da dokunamayacağını anlatamazsın. Çünkü o zaman babadan bir tehlike gelebilir demiş gibi oluyorsunuz. Bu da babaya karşı bir düşmanlık geliştirebilir ki anksiyete bozuklukları için ciddi bilişsel öğedir. Çünkü ‘’dış dünya tehlikeli’’ algısı oluşur çocukta. Ama genel anlamda cinsel istismar konusunda bilgilendirilebilirler.

Filizlenmeye başlayan tohumumuzun dünyadaki tüm çocuk salıncaklarını dallarında misafir edecek kadar dallanıp budaklanması dileğiyle.


NOT: Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, On sekiz yaşına kadar her birey çocuk sayılır.

(0212) 656 96 96

168 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page