top of page
  • K.Kübra Aktürk

Otizm Bir Hastalık Değildir !



Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?

Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu metinde otizm spektrum bozukluğunu ifade etmek için zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır. Otizm spektrum bozukluğu grubunda görülen tanılar birbirinden farklıdır. Her bir tanı ayrı zamanlarda ve ayrı belirtiler ile ortaya çıkmaktadır. Bu grupta yer alan otizm çeşitleri şunlardır:

  • Çocukluk çağı otizmi

  • Rett bozukluğu

  • Atipik otizm

  • Dezintegratif bozukluğu

  • Yüksek fonksiyonlu otizm

  • Asperger sendromu

  • Başka şekilde adlandırılamayan YGB (Yaygın Gelişimsel Bozukluk )

Bu otizm çeşitleri içerisinde yer alan en temel tanı, çocukluk çağında görülen otizm tanısıdır.

 

Otizme ilişkin ilk bilimsel dayanaklar 1960’larda ortaya çıkmıştır. Otizm ile ilgili ilk bilimsel tanı ve sınıflama çalışmaları 1990’ların başında sonuç vermiştir. 1992 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği, otistik bozuklukların tanılanmasına ilişkin ölçütleri netleştirmiştir. 1993 yılında benzer bir sınıflama Dünya Sağlık Örgütü tarafından da önerilmiştir. Tanı ve sınıflama çalışmaları gibi otizmle ilgili ilk biyomedikal çalışmalar da 1990’lı yıllarda görülmektedir. Otizm terimi, zaman içinde yerini, otizm spektrum bozukluğu terimine bırakmıştır. Yaygın gelişimsel bozukluklarla eş anlamlı olup, ileri düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik anlamında kullanılmaktadır. Nörolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu ruh hastalığı değildir. Ancak, belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir.

Sosyal çevresiyle etkileşimi engelleyen ve bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkmakta ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkilemektedir.

 

Bu özel çocukların bilmenizi isteyeceği 10 madde:

  1. Otistik olduğumu söylüyorlar. Oysa ben otistik değilim, sadece otizmi olan bir çocuğum.Otizm, karakterimin sadece bir bölümü. Beni tek başına tanımlayacak bir kavram değil. Siz, düşünceleri, duyguları, yetenekleri olan bir birey misiniz yoksa sadece şişman, gözlüklü ya da sakar bir kişi mi?

  2. Duyusal algılarım bozuktur. Gündelik yaşam içerisinde sizin çoğunlukla fark etmediğiniz kokular, sesler, tatlar, görüntüler, temaslar benim için çok rahatsız edici olabilir. Yaşadığım çevre benim için genellikle tehdit edici bir ortamdır. İçine kapalı ya da kavgacı görünebilirim ama bu kendimi koruduğum anlamına gelir.

  3. Sıradan bir market alışverişi benim için tam bir kâbus olabilir. Seslere karşı aşırı hassas olduğumu bir düşünün. Aynı anda konuşan onlarca insan, günün indirimli ürününü tekrar tekrar anons eden mekanik bir ses, kasadaki işlem sesleri, alışveriş arabalarının tekerleklerinin çıkardığı gıcırtılı ses vb. Bu uyaranları beynim filtre edebilir ama bu ciddi anlamda aşırı yüklenmedir benim için.

  4. Koku alma duyum da aşırı hassas olabilir. Kasap reyonundaki etler taze olmayabilir, yanımızdan geçen adam o gün duş alamamış olabilir, kasa sırasında önümüzde duran bebeğin bezi kirlenmiş olabilir… Bunlar benim için oldukça tiksindiricidir.

  5. En yoğun kullandığım görme duyum aşırı uyarana maruz kalmış olabilir. Örneğin aşırı parlak floresan ışıkları mekânı sürekli titreştiriyor gibi göstererek gözlerimi rahatsız edebilir. Camların yansıttığı parlak ışık, tavanda dönen fan, etrafımda sürekli hareket eden insanlar odaklanmam ve baş etmem gereken şeylerdir. Tüm bunlar denge duyumu etkiler ve vücudumun konumunu bile algılayamaz hale gelebilirim.

  6. “Yapmam” ( Yapmamayı seçiyorum ) ve “ Yapamam” ( Yapmayı beceremiyorum ) arasındaki farkı dikkate almayı unutmayın. Komutlarınızı dinlemediğimi sanmayın. Sizi anlamıyor olabilirim. Bana diğer odadan seslendiğinizde duyduğum sadece “^/^’(/(%&’(+&’((‘” olabilir. Bunun yerine yanıma gelin ve basit kelimeler seçerek benimle direkt konuşun. “Lütfen kitabını masana bırak. Şimdi öğle yemeği yeme zamanı.” gibi. Bu şekilde benden ne istediğinizi ve sonrasında ne olacağını bana net bir şekilde söylemiş olursunuz. Böylece uyum göstermek benim için daha kolaylaşır.

  7. Somut düşünürüm. Dili sadece sözcüklerin anlamına göre yorumlarım. “Koşturmayı bırak!” yerine “Arkandan atlı mı kovalıyor?” derseniz aklım karışır. “Çantada keklik” demek yerine “Bunu yapmak senin için çok kolay” demelisiniz. Deyimler, kinayeler, imâlar benim için anlamsız ve akıl karıştırıcıdır.

  8. Sınırlı sözcük dağarcığıma karşı anlayışlı olun. Duygularımı tarif etmek için doğru kelimeleri bilmiyorsam ihtiyaç duyduğum şeyi size anlatmak benim için oldukça zorlaşabilir. Acıkmış, incinmiş, korkmuş, aklı karışmış olabilirim ve bu duygularımı size aktaracak kelimeleri bilmiyor olabilirim. Vücut dilime ve rahatsızlık duyduğumda gösterdiğim tepkilere dikkat edin.

  9. Bir de bunun tam tersini düşünelim. Yaşımın çok ilerisinde bir düzeyde adeta küçük bir profesör gibi konuşuyor olabilirim. Bu türde konuşmalar dildeki eksiğimi telafi edebilmek için çevremde yaşananlarda, izlediklerimden, okuduklarımdan ezberlediğim replikler olabilir. Buna “ekolali” denir. Kullandığım kelimeleri ya da içeriklerini anlamıyor olsam da size yanıt vermek zorunda olduğumda buna başvurabilirim.

  10. Dil benim için çok zor olduğundan görsel odaklıyımdır. Bana söylemek yerine yapmam gereken bir şeyi bana gösterin. Ve bunu defalarca tekrarlamaya da hazırlıklı olun. Aynı şeyi sürekli tekrarlamak öğrenmemi sağlar.

  11. Otizmin benim tüm yönlerimi algılamanıza engel olmasına izin vermeyin. Yapamadıklarım yerine yapabildiklerime odaklanın ve bunlar üzerinde bir şeyler inşa etmeye çalışın. Diğer tüm insanlar gibi yeterli olmadığımı ve sürekli düzeltildiğim ortamlarda öğrenemem. Ne kadar “yapıcı” olsa da bir eleştiriyle karşılaşacağımı bilmek beni yeni bir şey denemekten alı koyar. Güçlü yönlerimi keşfedin. Bir şeyi yapmak için birçok farklı yöntem olduğunu da unutmayın.

  12. Sosyalleşme konusunda bana yardım edin. Dışarıdan bakıldığında parktaki çocuklarla oynamak istemediğimi düşünebilirsiniz. Oysa bazen bunu nasıl yapacağımı –yani onlarla nasıl konuşmaya başlayıp oyunlarına katılabileceğimi- bilmiyor olabilirim. Diğer çocukları beni oyunlarına davet etme konusunda cesaretlendirmek işe yarayabilir.

  13. Öfke nöbetlerimi tetikleyen şeyleri bulmaya çalışın. Önceliği buna verin. Kriz, patlama, öfke nöbeti… Bunu nasıl adlandırırsanız adlandırın unutmayın ki bunu yaşamak benim için çok daha korkutucudur. Duyularımdan biri aşırı yüklendiğinde böyle durumlar ortaya çıkar. Eğer öfke nöbetlerimin sebebini bulursanız onları önleyebilirsiniz.

  14. Lütfen beni koşulsuzca sevin. “Keşke şöyle olsaydı…” “Keşke bunu yapabilseydi…” türünde düşünceleri kafanızdan uzaklaştırın. Siz ailenizin tüm beklentilerini karşılayabildiniz mi? Otizm benim seçimim değil. Unutmayın bu durumu ben yaşıyorum, siz değil. Sizin desteğiniz olmadan başarılı ve bağımsız bir hayat sürmem uzak bir ihtimal. Desteğiniz ve rehberliğinizle olasılık o kadar yüksek ki… Söz veriyorum, ben buna değerim!

  15. Sabır, sabır, sabır… Otizme bir eksiklik olarak değil, farklı bir yetenek olarak bakmaya çalışın. Evet, sohbet sırasında gözlerinize bakmıyor olabilirim. Ama yalan söylemediğimi, oyunlarda hile yapmadığımı, arkadaşlarımla dalga geçmediğimi, insanlara ön yargılarla yaklaşmadığımı hiç fark etmediniz mi? Evet belki bir sonraki Michael Jordan olamayabilirim ama detaycı bakış açım ve olağanüstü odaklanma kapasitemle bir sonraki Einstein, Mozart ya da Van Gogh olabilirim. Günümüzde bu kişilerin de otizmli olduğu düşünülüyor.

  16. Siz dayanağım olmazsanız bunu başaramam. Benim arkadaşım, öğretmenim, avukatım olun. Ne kadar yol alabildiğimi göreceksiniz.

Erken Tanı ve Uygun Tedavinin Önemi:

Tanının doğru bir şekilde koyulması, tedavi yönteminin doğru seçilmesi açısından çok önemlidir. Tanının konulması, bu rahatsızlığın ömür boyu kalacağı anlamına gelmemektedir. Uygun ve etkili tedavi yöntemleri ile rahatsızlığın belirtilerinde azalma ve zamanla tamamen iyileşme görülmektedir. Otizm Spektrumu için uygulanabilecek tedaviler şunlardır:

  • Özel eğitim

  • Eğitimi kolaylaştıran ilaç tedavisi

  • Fiziksel eğitim

  • Davranışsal terapi

  • Otizm tedavisi sadece okulda ya da hastanede olabilecek bir tedavi değildir. Evde de gerekli eğitimin sürekli verilmesi gerekmektedir.

2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ ÖNEMİ NEDİR?

Birleşmiş Milletlerin aldığı kararla tüm dünyada 2008 yılından beri 2 Nisan tarihi “Dünya Otizm Günü” (2 April World Autism Awareness Day) olarak kabul edildi. Bu nedenle, 2 Nisan günü başlayan “Otizm Ayı” çerçevesinde araştırmaların teşvik edilmesi, farkındalık yaratılması için kamuoyu bilgilendirme ve erken teşhise olanak sağlanması amacıyla aktivitelerin dünya genelinde gerçekleştirilmesine karar verildi. Farkındalığın önemli kısmı, belirtileri tanıyarak başta kendi çocuklarınız olmak üzere erken dönemde tanı konulmasını sağlamak olmalıdır. Erken tanı ve erken tedavi sorunun gidişini değiştiren en önemli adımlardan biridir. Tanı konulduktan sonra neler yapılmalı?

 

Çocuğunun farklı gelişim gösterdiğini kabul etmek zor olabilir. Ama her geçen gün, sorunun çözümü için gecikmek ve önemli değişimleri kaçırmak demektir. Çünkü tedavide en önemli bölüm, erken başlanan özel eğitimdir. Çocuğun farklı gelişimi anlaşıldığı ya da şüphe duyulduğu zaman mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Gerekli testler ve incelemelerden sonra tanı konursa, ailenin ve çocuğun eğitime hemen başlaması, gerekirse bazı durumlar için ilaç kullanması gerekir.

Eğitim başta olmak üzere çocuğun haklarına destek olmalı!

Buraya kadar geldiyseniz siz de çok özel ve güzel bir insansınızdır. Teşekkür ederiz.

O zaman hep birlikte farkındalık yaratmaya devam edelim, ne dersiniz ?

“Otizmin farkındayız, onların yanındayız!”


Kaynakça:

•https://otsimo.com/tr/otizm-spektrum-bozuklugu-nedir/

•tohumotizmportali.org:http://www.tohumotizmportali.org/docs/OSB-simdi-ne-olacak-PEMBE-KITAPCIK.pdf

•https://www.otizmvakfi.org.tr/otizmlinin-bilmenizi-isteyecegi-10-sey/

58 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page