Hepimizin kendimizde veya hayatta gerçekleştirmek için koyduğu hedefler, günlük planlar ya da kurallar mevcuttur. Bunları yapmaya çalışırken önümüze çıkan engeller ve türlü sorunlarla baş etmek zorundayız. Peki bazılarımızın engellerini ve sorunlarını kendisinin koyduğunu biliyor muydunuz? Evet bu kişinin kendini sabote etme halidir.Yani öz sabotaj.
Öz sabotaj, kişinin kendine türlü bahaneler ve sebepler yaratarak set çekmesi durumudur. Kişinin kendini sabote etme durumu; hedeflerine doğru ilerlerken kendimizi engelleyen sınırlar ve komplikasyonlar yaratarak işleri zorlaştırma eylemidir.
Öz Sabotajın Oluşum Süreci ve Ebeveyn İlişkisi
Benimsediğimiz ve yaptığımız davranışlar çocukluk dönemlerimize dayanıyor. Davranışımızı şekillendirmede karşı cins ebeveyn bizlere yardımcı oluyor. Kızlarını babaları; oğullarını ise anneleri etkiliyor. Çocukluk sürecinde aile içindeki bireyler arası davranış çok önemlidir. Çünkü aşırı korumacı aile tarafından yetiştirilen çocuk, kendisinin yapması gerektiği bir sorumluluğu ailesinden yardım alarak gerçekleştirebilmeyi düşünür. Bu böyle olmadığında ise, kendini yaptığı veya yapacağı işe karşı olumsuz düşünüp kendisine set çeker. Yani kendi kendisini sabotaj eder.
Öz Sabotajın Oluşum Durumları
Geçmişe bağımlı yaşamak, duyguları reddetmek ya da bastırmak ve ertelemek olarak söylenebilir. Geçmişe bağlı yaşamak yani sürekli keşkeler duymak. Geçmiş hatalarını düşünüp oraya takılı kalmak kendimizi sabote etmenin bir diğer boyutudur. Sürekli geçmişi hatırlayıp pişman olmak bizi yapacağımız işlere ve hedeflere karşı uzaklaştırır. Çünkü geride bırakıp, kabul edemediğimiz olaylar bizi gelecekteki hayallerimizden uzaklaştırır. Sürekli keşkeler üzerinde durmak ve geçmişe takılmak hayallerimizi bizden uzaklaştırır. Bu yüzden geçmişi kabul etmek ve geleceğimizi keşkeler üzerinden değil de farklı bir boyutta şekillendirmek sabote durumunu durdurabilir.
Diğer durumlardan biri ise; duyguları reddetmek veya bastırmak. Söz konusu olan kişinin kendini sabote etmesindeki bu olay oldukça etkilidir. Çünkü duygularımızı ne kadar bastırır ve reddedersek o kadar bizimle olur. Duyguları görmezden gelmek ve saklamak çağımızın olmazsa olmazlarındandır. Ortaya konulan duyguların günümüz insanındaki karşılığı kendisini aşağıya çekmek olduğunu düşünmesidir. Halbuki bu durum oldukça yanlış bir düşünce biçimidir. İyi hissettiğimiz bütün anların duygularını yaşarken neden kötü hissettiğimiz duyguları bastırıp yok saymaya çalışıyoruz ki? Çünkü o anki kötü duyguyu bastırırsak bir daha öyle hissetmeyiz sanıyoruz. Hayır aslında bu tam tersidir. O an kaçmayı başarsak da kısa süreli bir rahatlama sonucunda o duyguyu tekrar duymaktan kaçınamayız. Yani duygularımızı bastırmak veya reddetmek de kişiyi yıpratan ve kendini sabote etmesidir. Çünkü o an hissedilmesi gerekenleri yok saymak ileriki durumlarda kişide ortaya çıkarak kendisini hayattan ve olaylardan koparmasından öteye gidemez. Başka bir sabote şekli de ertelemektir. Ertelemenin nedeni başlamanın zor olduğundan kaynaklanıyor şüphesiz. Bizler her zaman boş bir sayfada yazmak, sabah başlamak ya da haftanın başını beklemek güzel şeyler yapmak için iyi başlangıç noktası olduğunu düşünüyoruz. Bundan ötürüdür ki her şeyi sürekli erteliyoruz. Fakat ertelemek de kendimizi sabote etmenin bir boyutudur. Erteledikçe yapacağımız işlerden ve hedeflerden uzaklaşıyoruz. Erteleyince yapılacağını düşündüğümüz şeyler daha çok sıkışıyor, zorlaşıyoruz ve yapmaktan keyif almadığımız bir hal alıyor. Bundan ötürü yapacağımız işi uzatıp kendimizi sabote etmiş oluyoruz. Hayatımızda bakalım bunların kaçı bizim dışımızda gelişiyor? Belki de hiçbiri; bu da demek oluyor ki kendi kendimize engeller koymak, farkında olmadan hayatımızın bir parçası olmuş durumda.
Öz Sabotajın Üstesinden Nasıl Gelinir ?
Bütün bu oluşum ve nedenlere baktığımız zaman hayallerimiz ve hayatımızla ilgili sınırlandırmaları ve engelleri kendimize koyan yine biziz. Peki öyleyse buna da son vermek bizim elimizde değil mi? Tabii ki bizim elimizde. Çünkü bütün bunlar zihnimize, üretkenliğimize kendi çektiğimiz setlerdir. Bu yüzden bunlardan kurtulmak zihnimizde son bulur. Kendimizi durdurmadığımız ve hayallerimizi yaşayacağımız bir hayatı seçmek bizim elimizde. Bir araba ve direksiyon başında olan biziz. Yol biz nereye istersek oraya gider.
Cok guzel olmus 👌🔴